ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun istifasının ardından süreci yöneten Yusuf Ziya Alim tasarruf tedbirleri ile işe başladı.
Neydi bu tasarruf tedbirleri?
Aslında her şey…
İğneden ipliğe kadar tüm konulara bizzat muhasebeci gözüyle bakan Yusuf Ziya Alim geçmişin borçlarını damlaya damlaya kapatma arzusunda. Çayla’da düzenlediği basın toplantısının ilkinde biraz acemice açıklamaya başladı. Elbette ilk kez basın karşısına konuşmacı olarak geçen Yusuf Ziya Alim’in bu acemiliğini yadırgamamak gerek. Söze alımlarla başlayan genel müdür vekili, kıyaslamalar ile devam etti. Yaklaşık 6-7 dakikalık bir konuşmanın ardından sözü sorulara bıraktı.
Sorular soruldu. Acemiliği üzerinden atmaya başlayan Alim, net ve dürüst cevapların yanı sıra bazen hata yapmama arzusu ile dikkatli davrandı.
1 katrilyon bankalara borcu olan ÇAYKUR’un işi kolay değil. Hem üreticinin garanti belgesi hem bölgenin tek direği.
Hadi ÇAYKUR olmasın!
Ne olur düşüncesi kafalara gelir. İşte o zaman üretici yandı. Peki, her oyun ÇAYKUR üzerinde oynanıyor ise ve devlet sorumlu tutuluyor ise işte o zaman düşünmek gerek.
Ben düşünmek istemiyorum. Tüm sorumluluğu ÇAYKUR’a yıkmak bence haksızlık olur. Hadi 4 ay süre ile çalışmak bunu anladım. Çay sezonunda çay olduğu dönemlerde çalıştık. Peki, çaysız dönemlerde 9 bin işçi ne yapacak, bunun hesabını kim verecek, yat maaş al, evinde otur maaş al, peki fatura kimin?
Onu sorgulamak gerek.
Tabii ÇAYKUR Genel Müdür Vekili bunları konuşamaz. Bir üretici bir devletini düşünen olarak kendimize sormamız gerekmiyor mu?
Ben soruyorum. ÇAYKUR’da sezonluk işçi olarak çalışan biriyim. Çay aralarında boş çuvallar üzerinde yatan, bazen çay aralarında kart basıp çıkanları çok gördüm. Ekim 15’de çay bittiğinde 9 bin işçi 4 ay boyunca ne yapacak?
Bunu sorgulamak gerekmez mi?
Batan gemiye bir delik daha açmak değil mi?
Bence farkı yok.
Genel Müdür Vekili Alim tasarruf tedbirlerini almış. İnşallah bu tedbirlerin katkısı olur. Birçok konuya parmak bastı. Çaytaş’ın devre dışı bırakılması. Didin’in ÇAYKUR’un himayesine geçirilmesi. Pazar ağının büyütülmeye başlatılması. Güneydoğu ve Doğu illerinde atılımların yapılması. Dünya çay piyasasında ÇAYKUR’un yeri.
Hepsi çok güzel, düşünce olarak güzel.
Bir yerde sıkıntı var…
Yaş çay maliyetinin kuru çay maliyetine yakın olması. Özel sektörün zarar ediyorum diyerek isyan etmesi.
Bu arada çay kanunu mutlaka çıkmalı. Haksız rekabet mutlaka önlenmeli. Özel sektör dizginleri elinde tutmamalı. Üretici kilo başına 70 kuruş veya daha fazla zarar etmemeli. Gürcü işçilerden bu bölge mutlaka kurtulmalı.
Çay üreticisi mutlaka kendi ürününü toplamalı. ÇAYKUR ince hesap peşindeyken kuru çay zammı mutlaka gündeme gelmeli.
Hepsi birer ayrıntı. Dileğim tasarruf tedbirleri ile birlikte kurumun kâr ve zarar hesapları da kuru çay üzerinden hesaplanır. Çay kanunu kısa sürede çıkar ve üreticinin cebindeki para yine cebinde kalır.